NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
بسم الله
الرحمن
الرحيم حدثنا
أبو موسى محمد
بن المثنى
ومحمد بن بشار
قالا حدثنا
محمد بن جعفر
حدثنا شعبة عن
الوليد بن
عيزار أنه سمع
رجلا من ثقيف
يحدث عن رجال
من كندة عن
أبي سعيد
الخدري عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم أنه قال
في هذه الآية {
ثم أورثنا
الكتاب الذين
اصطفينا من
عبادنا فمنهم
ظالم لنفسه
ومنهم مقتصد
ومنهم سابق
بالخيرات } قال
هؤلاء كلهم
بمنزلة واحدة
وكلهم في
الجنة
قال هذا حديث
غريب لا نعرفه
إلا من هذا
الوجه
Ebû Saîd el Hudrî
(r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “Sonra kitabı, kullarımızdan seçtiklerimize miras
bıraktık, derken onlardan, yaratılış gayesi dışında yaşayan da var ve onlardan
orta yolda hareket eden de var ve onlardan Allah’ın izniyle hayırlarda
herkesten ileri giden de var, bu ise en büyük fazilettir.” Fatır sûresi 32. ayeti hakkında şöyle demiştir:
Bunların hepsi aynı
derecede ve hepsi Cennet’tedirler.
Diğer tahric: Müsned:
11321
Tirmizî: Bu hadis
garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz.
İzah:
Bahsi geçen üç sınıf
genel de şöyle tefsir edilmiştir:
1- Mu'min olduğu halde
dış'ı içinden güzel olup günahları sevaplarını geçen kişidir.
2- Günah ve sevapları
birbirini karşılayan kişidir.
3- Allah rızası için çalışıp
çabalayan ve iç'i dışından güzel Salihlerdir.
Cennet'e beş yüz yıl
bekleyip girileceği gibi, (ki dünya da ortalama ömrü olan 70 yıl sabredemeyen
insan, Cehennem lik olmadığı da göz önünde tutularak ki üstün bir vasıftır 500
yıl'ı nasıl bekleyecek) Cehennem'de belli bir süre azab görüp çıkarak Cennet'e
girecekler de vardır ve bütün bunlar Mu'mindirler.
(Nihayi takdir her
zaman ALLAH AZZE VE CELLE'NİN'DİR)
Cennet'in yüz
derecesinin olduğu Cennet'in kenarı, ortası, A'la, Firdevs, Adn Cennetlerinin
olduğu ve Cennet içinde Cennet olduğu da malumdur.
Hepsinin aynı derecede
olması; mertebe anlamında değildir. Aynı ümmet'ten oldukları anlamına
gelmektedir. Yani islam milletindendirler.